“Variable Refrigerant Flow” sözcüklerinin baş harflerinden olup biten VRF kısaltması, Türkçeye “değişken debili soğutucu akışkan” şeklinde ifadeler ile geçiyor. Yani sistem içinde bulunan akışkanın debisi değişebiliyor ve böylelikle anlık olarak gereken kapasite ayarlanabiliyor. VRF klima sistemi de temelde birden fazla iç ünitenin, aynı dış birim grubuna bağlı olarak emek harcaması esasına dayanıyor. Bu açıdan VRF klima nelerdir sorusunun yanıtı da şöyle: Bu sisteme haiz klimalarda birden fazla iç ünitenin tek bir bakır boru hattı ile aynı dış birim / dış birim grubuna bağlı emek harcaması. Bir tane dış birim ile birden fazla iç ünitenin test edilmesini elde eden VRF sistemi, binanın değişen kapasite gereksinimlerine nazaran soğutkanın akışını da test edebiliyor. VRF sistemleri emek harcama düzeni genel hatlarıyla bu biçimde ilerliyor. İç üniteler ile dış birim içinde rabıta elde eden bakır borulama hattının üstünde akışkan gaz, ısıtma ve soğutma işlevini yerine getirmek suretiyle geçirme edilebiliyor. Ayrıca VRF sistemler, muhit dostu olarak malum R-410A soğutucu akışkanı kullanıyor. R-410A, ozon tüketim katsayısının (ODP) sıfır oluşu ile muhit dostu bir gaz olarak biliniyor. Yanıcı olmaması, GWP (küresel ısınma potansiyeli) değerinin 2340 olması da bu gazın malum ve öne çıkan öteki özellikleri. VRF klima sistemleri bunların yanı sıra zeki inverter teknolojisine haiz. Isı geri kazanımı noktasında gelişmişliğe haiz olan VRF sistemler, böylece ısıtma, soğutma, havalandırma işlemlerini aynı anda tek bir sistem üstünden yaparak da enerji verimliliğini artırabiliyor. Ek olarak yöresel iklimlendirme kontrolü yardımıyla bireylerin sistemde kendi tercihlerini öne almasını kolaylaştırıyor.

Bir VRF sisteminin çalışma prensibi aslında anlaşılması çok kolay adımlardan oluşur. Birincisi, VRF klimaların çalışma prensibi temel olarak bir dış ortama yerleştirilmiş bir dış ünite/dış ünite grubu ve buna bağlı çok sayıda iç ünitedir. Dış ünite grubu ve iç ünite fiziksel olarak bir bakır tel ile bağlanmıştır. Çizdiğimiz bu çerçeveye eklememiz gereken bir diğer unsur ise hassas kontrollü bir otomasyon sistemidir. Bütün bunlar VRF sistemlerinin sağlayıcısı olarak sayılabilir. Sistemde dolaşan soğutucu gaz da iklimlendirme sağlar. Dış üniteden gelen bakır borular (gaz ve sıvı) iç ünitede dolaşır ve dış üniteye geri döner. Her bir iç üniteyi bakır boruya bağlamak, “eklem” adı verilen bir konektördür. Bu Y toka da bakırdan yapılmıştır. VRF sistemlerinin faydaları genel olarak bu işlevsel prensibe dayanmaktadır. Bu, her ünitenin ana hatta bağlı olduğu ve bağımsız olarak kontrol edilebileceği anlamına gelir. Bu, gereksiz klimayı ortadan kaldırır ve enerji verimliliğini artırır. Özetle VRF’nin çalışma prensibi sayesinde birçok iç ünite aynı anda kontrol edilirken hepsinin aynı anda aktif olmasına gerek yoktur. İç ünite sadece gerekli olduğu yerde çalıştırılarak, ihtiyaç duyulmayan yerlerde israflı enerji tüketimi önlenir. Bunun kalbi DC inverter kompresördür. Bu kompresörler, genel performansınızda ince ayar yapmanızı sağlar. Bu nedenle gaz akışı her odanın ihtiyacına göre ayarlanabilir. DC inverter kompresörler minimum enerji tüketimi sağlar. Sonuç olarak, tüm sistem olması gerektiği gibi çalışır ve gereksiz enerji tüketiminin önüne geçer.